Auckland’da günlük geziler için en ideal duraklardan birisi olan, 260 metre yüksekliğindeki Rangitoto Adası 600 yıl kadar önce denizin ortasında yaşanan volkanik patlamalar sonucu oluştuğu düşünülen volkanik bir ada. Dolayısı ile Auckland’ın sayısı 48 olan yanardağlarının içinde en genç olduğu da düşünülmekte Rangitoto Adası’nın.
Bu cümlelerde kesin bir ifade kullanmadım çünkü yakın zamanda ada üzerinde yapılan kazılarda kullanılan radyo karbon tarihleme yöntemi ile adanın 6000 yıldan da önce patlamış olabileceği sonucuna ulaşılmış. İlgili yazı burada.
600 yıl kadar öncesinde Rangitoto Adası patladığı zamanlarda hemen dibindeki Motatopu Adası’nda Maoriler yaşamaktaymış. O zamanlar bu oluşuma şahit olan Maoriler’in şahit oldukları manzara ve yaşadıkları korkuyu bir düşünsenize. Kesin ‘Tanrılar yine ne istiyor’ diye düşünmüşlerdir. Ada’nın şuan aktif olmadığı düşünülüyor ki Auckland’dan adaya her gün düzenli vapur seferleri var ve bir sürü insan yürüyüş için hergün adayı ziyaret ediyor. Vapur seferleri ve bilet fiyatlarını Fullers firmasının sitesinden öğrenebilirsiniz. Bir de bilet almadan evvel buraya bakarsanız vapur biletini normalin altında bir fiyata alabilirsiniz kampanya biletleri düzenleniyor bazen.
Adanın üzerinde insan yaşamı yok dolayısı ile konaklama ve alışveriş gibi seçenekler de yok. Öncesinde yanınıza yiyecek içecek birşeyler almayı unutmayın çünkü yürüyüş sonrası acıkan karnınızı doyurmak için herhangi bir restauran, market, bakkal vs bulamayacaksınız. Auckland’dan Rangitoto Adası’na yolculuk vapur ile 25 dakika kadar sürüyor ve yolculuk boyunca Auckland’ın ve Hauraki Körfezi’nin harika manzarası size eşlik ediyor.
Rangitoto ismi Maori dilinde ‘kanayan gök’ anlamına geliyormuş fakat isim esasında, ‘Nga Rangi-i-totongia a Tamatekapua’ metninden yani Türkçesi ile ‘Tamatekapua’nın kanının aktığı gün‘ metninden gelmekteymiş. Tamatekapua 1350 yılında Tahiti Adası’ndan ayrılıp Rangitoto Adası’na ulaşan bir kabilenin reisiymiş ve Rangitoto Adası’nın hemen dibindeki Motatopu Adası’nda yaşayan yerli bir kabile ile savaşa girmişler. Savaşı kaybeden Tamatekapua kan revan içinde kalmış ve buna ithafen bu deyim kullanılmış. Adaya Maoriler hiç bir zaman yerleşmemiş zaman zaman balıkçılık, avcılık için bazen de gözetleme amaçlı olarak anakaradan adayı ziyaret edip geri dönmüşler.
Avrupalılar Yeni Zelanda’ya geldikten sonra 1854 yılında Kraliyet adayı o zamanki Maori sahibinden fahiş bir fiyata, tam olarak 15 sterline satın almış! Daha sonra 1890 yılında ada kamusal alan olarak ilan edilip halka açılmış. Şuan adada insan yaşamı olmasa da 1920 ve 30larda adanın eteklerine yazlık evler kurulmuş, sonradan evler yıkılmış ve adada inşaat çalışmaları yasaklanmış.
Fakat daha sonraları, eskiden adanın nasıl kullanıldığının ziyaretçilere gösterilebilmesi için bu yazlık evlerin bazıları restore edilip ziyarete açık hale getirilmiş. Yani adayı ziyaret ederseniz bu evlerin bazılarının içine de girip gezebilirsiniz, Rangitoto Adası’na vardığınız zaman hemen limanın arkasında bir tane var bu evlerden adaya ayak bastığınız zaman önce gidip içini bir gezebilirsiniz.
1925 yılından 1936 yılına kadar da adaya mahkumlar getirilip yol inşası için çalıştırılmış. Adanın zirvesi ile diğer noktalara giden yürüyüş yolları ile araç yollarını bu mahkumlara yaptırmışlar. Bir de adanın eteklerinde korumaya alınmış taşlardan yapma eski bir yapı var, adada çalışan mahkumlar için yapılmış bir tuvaletin girişiymiş eskiden ve adadaki en eski yapılardan olduğu için korunmaktaymış.
Rangitoto Adası Zirveye Tırmanış
Rangitoto Adası’na ulaştıktan sonra yürüyüş için seçebileceğiniz bazı rotalar da var, tabi en popüler olanı ‘Summit Track‘; sizi adanın zirvesine götürüp 260 metre yüksekten adayı ve Auckland’ı görebileceğiniz mükemmel bir manazarayı size sunan yol. Gidiş-dönüş ortalama 2 saat sürüyor.
Yol üzerinde yürürken başlarda açıkta etrafınızı görebilecek şekilde yürüyorsunuz fakat tepeye doğru yaklaştıkça yol dikleşiyor ve dünyanın en geniş Pohutukawa Ormanı‘nın içine dalarak ağaçların arasından tırmanmaya başlıyorsunuz. Tam zirveye doğru çıkarken ahşap merdivenler yapmışlar rahat bir şekilde tırmanıyorsunuz ve zirveye ulaştığınız zaman 360 derecelik mükemmel bir görüş alanına sahip oluyorsunuz.
Bu arada Pohutukawa, Maori Mitolojisi’nde kutsal bir ağaç ve Yeni Zelanda’nın da Noel Ağacı olarak biliniyor. Şuan bu ağaç türü koruma altında ve dikim çalışmaları ile sayılarının arttırılmasına uğraşılıyor. Toprak mineral açısından çok zengin olduğu için adada birçok farklı bitki bulunmaktaymış. Ayrıca ada üzerinde yürürken eriyip kurumuş olan lavların da üzerinden geçiyorsunuz zaten toprağın rengi resimlerden de görebileceğiniz gibi simsiyah ve ormana girene kadar sanırım kurumuş magma atıklarından kaynaklanan değişik bir koku geliyor burnunuza.
Summit Track yolunu tamamladıktan sonra vakit varsa, lavların oluşturduğu mağara ve tünelleri görmek için biraz daha kısa olan diğer yürüyüş rotaları da açıkçası yürümeye değer diye düşünüyorum. Adadaki bütün yürüyüş yolları hakkında bilgi almak için buraya bakabilirsiniz.
Ayrıca 2. Dünya Savaşı sırasında Auckland’ın savunması ve Amerikan birliklerine destek için Rangitoto Adası’na askeri üs, depolar ve radar istasyonu inşa edilip denize mayınlar döşenmiş. Ada’nın zirvesine kadar çıktığınız zaman, o yıllarda askeri amaçlı inşa edilen boş bir binayı da görebiliyorsunuz.
Youtube hesabımda Rangitoto Adası’na yaptığımız gezinin videosunu yayınladım, aşağıdan izleyip gelecek videolar için de abone olabilirsiniz.
Son vapurun saatini kaçırmayın derim, adada konaklama seçeneği olmamakla beraber kamp yapmak da yasak olduğu için son vapurun kaçırılması problem yaratabilir 🙂 Son olarak eğer bir gün Auckland’a gelirseniz Rangitoto Adası’na ayak basmadan kesinlikle geri dönmeyin derim.
