Gold Coast şehri, Pasifik Okyanusu kıyısında Avustralya‘nın Queensland eyaletinin güney doğusunda yer alan 650 bin civarı nüfuslu bir sahil şehri. 1920’lerden itibaren Surfers Paradise merkezli bir tatil merkezi olarak yapılaşmaya başlamış ve zamanla Avustralya’nın en popüler tatil ve eğlence merkezlerinden biri haline gelmiş. 5 yıldızlı birçok lüks oteller, gökdelenler, kumarhaneler, oyun salonları ve tema parkları ile bir nevi Avustralya’nın Las Vegas’ı gibi. Şehrin 40 kmden fazla uzunluğa sahip harika bir sahil hattı var ve sörf sporuna uygun olması nedeniyle de sörfçülerin favori yerlerinden.
Havası yıl boyu sıcak ancak Malezya, Japonya gibi boğucu sıcaklık yok gayet hoş bir havası var. Benim gittiğim dönem Ekim sonu için 27 derece sıcaklığı vardı. Yaz aylarında genelde bu civarda oluyormuş kış mevsiminde de en fazla 20 derece sıcaklığa çıkıyormuş, kış denince bizdeki gibi soğuk bir havası yok yani.
Avustralya Vizesi ve Pasaport Kontrolü
Avustralya için turist vizesi yani ziyaretçi vizesi (visitor visa) başvurusunu Avustralya’nın kendi websitesi üzerinden Yeni Zelanda’dayken online olarak yapmıştım. Websitesinde istenen bütün evrakları bilgisayara aktarıp online başvuru sistemine yükleyip başvurumu tamamlamıştım. Bu arada evrakları tabii ki İngilizce olarak hazırlamanız gerekiyor. Evlilik cüzdanlarında İngilizce bilgilendirme yok Fransızca var biliyorsunuz, bunun için ben Türkiye’ye gitmişken nüfus müdürlüğünden aldığım uluslararası evlilik belgesi olan Fomül-B isimli belgeyi de taratıp sisteme yüklemiştim. Bu belge üzerindeki bilgilerin yanlış hatırlamıyorsam 12 ayrı yabancı dilde çevirisi de yer almakta. Onun için evliler evli olduklarını göstermek isterlerse vize işlemlerinde Formül-B belgesini kullanabilirler. Websitesinde vize başvuru işlem süresi olarak 30 gün belirtilmekte fakat ben başvurumu yaptıktan 1 hafta sonra vize başvurum onaylandı. Bu arada Avustralya turist vizesine başvururken pasaportunuzu göndermeniz gerekmiyor vize başvurunuz onaylandığı zaman email adresinize vize onay kağıdınızı içeren bir pdf dosyası gönderiyorlar. Bunu yazdırıp yanınızda taşımanız gerekiyor eğer vize sorulursa göstermeniz için. Avustralya’ya girişte pasaport kontrolü sırasında sistemde vizeniz otomatik olarak görünüyor, benden o belgeyi göstermemi istemediler. Pasaport kontrolünde bir zorluk çıkarmadılar tek mi seyahat ediyorsun kaç gün kalacaksın diye sorduktan sonra geçirdiler. Pasaporta vize ile ilgili etiket ve giriş çıkış damgası vurmadılar.
Gold Coast’ta Ulaşım ve Go Kart
Gold Coast’ta ulaşım için toplu taşıma bizim işimizi gayet görmüştü. Demir yolu, otobüs ve vapur gibi toplu taşıma seferleri Translink şirketi tarafından yapılıyor ve Translink’in toplu taşıma için çıkarttığı Go Kart oldukça faydalı ve ulaşım maliyetini düşürüyor. Bunun dışında duraklardaki e-ticket makinelerinden de bilet satın alabiliyorsunuz. Tramvay duraklarında görevli ve turnike yok ancak bazen tramvay içine bilet konrolü yapan görevliler biniyor ve kart kullanıp kullanmadığınızı kontrol ediyorlar.
Go kartı, havalimanındaki varış kapısından salona çıktıktan sonra sağa dönüp en sona kadar yürüyünce sol tarafınızda kalan hub adındaki küçük marketten alabilirsiniz. Kart için 10 dolar depozito ücreti veriyorsunuz daha sonra geri döneceğiniz zaman kartı iade edip 10 dolarınızı ve hatta içinde kullanılmamış olan bakiyenizi de ister nakit olarak ister kredi kartınıza iade alabiliyorsunuz. Ancak Go Kart’ınızın iade işlemini havalimanındaki markette yapamıyorsunuz. Surfers Paradise yolu üzerindeki Broadbeach South istasyonunda Translink ofisi var orada yapabiliyorsunuz. Gold Coast Havalimanı’ndan şehir merkezine transfer için her 15 dakikada bir seferi olan 777 hat numaralı otobüsü kullanabiliyorsunuz. Havalimanı çıkşının hemen karşısından kalkan bu otobüsün son durağı Broadbeach South istasyonu, burada otobüs durağı ile tramvay durağı bitişik yani otobüsten indikten sonra direk tramvaya binerek yolunuza devam edebiliyorsunuz. Eğer Surfers Paradise’e gidecekseniz otobüsten indikten sonra tramvaya binerek 10 dakika uzaklıktaki Surfers Paradise ya da Cavill Avenue duraklarında inebilirsiniz. Otobüs ve tramvay ile beraber havalimanından Surfers Paradise’a ulaşım yaklaşık 1 saat sürüyor. Bu arada eğer yoğun olmayan saatlerde (8.30am–3.30pm ve 7pm–6am) go kart ile yolculuk ederseniz yüzde 20 daha az ödüyorsunuz. Detaylı bilgiyi Translink şirketinin websitesinde okuyabilirsiniz.
Gold Coast’ta Gezilecek Yerler
Gold Coast içerisinde yüzüp güneşlenmenin dışında vaktinizi geçirebileceğiniz alternatif bir çok seçenek var. Şehir içinde özellikle Surfers Paradise içindeki restoranlar, barlar, cafeler, alışveriş merkezlerinde takılabilir, tema parklara gidebilir ya da şehrin doğal park alanlarına giderek doğa içinde yürüyüşler de yapabilirsiniz. Sizlere, Gold Coast’taki üç günlük tatilimizde gezdiğimiz yerlerden başlayarak tavsiyelerde bulunabilirim.
Surfers Paradise Sahili ve Sokakları
Surfers Paradise, Gold Coast’un turizm ve eğlence merkezi olan yerleşim yeri dolayısı ile Gold Coast’a gelen turistlerin de genel olarak konakladıkları yer. Gold Coast resimlerinde görünen yüksek gökdelenlerin olduğu yer tam olarak. Konaklama seçenekleri içinde 5 yıldızlı hotellerden uygun fiyatlı backpacker hostellerine kadar birçok bir seçenek var. Surfers Paradise’dan dışarıya doğru çıktıkça konaklama ücretleri de ucuzluyor.
Uzun süredir Auckland’da gelmesini beklediğimiz yaz güneşi hasretinden olsa gerek Surfers Paradise’ın sokaklarında dolaşırken içinizi ısıtan güneşin altında şort ve terlikle yürürken burnunuza gelen okyanus kokusu ile insanın içi çoşuyor. Bu arada Yeni Zelanda’da olduğu gibi burada da bir çok insan ayakkabısız, terliksiz çıplak ayakla sokaklarda yürüyordu. Surfers Paradise’ın ortasından geçen Surfer Paradise Bulvarı üzerinde mağazalar, Türk restoranları da dahil restoranlar, alışveriş merkezleri bulunmakta ayrıca bu cadde üzerindeki Cavill Avenue tramvay durağının yanındaki aynı isimli sokak araçlara kapatılıp yayalara ayrılmış ve sokak boyunca oturup soluklanırken sıcağa karşı birşeyler içebileceğiniz çok güzel mekanlar ile yine bir çok mağaza var. Oyun salonları ile sokak üzerinde gösteriler yapan sokak sanatçıları ile cıvıl cıvıl oluyor. Ayrıca sokağın sonu direk Surfers Paradise’ın mükemmel kumsalına çıkıyor. İster akşam vakti gidin ister gündüz, kumsal boyunca mutlaka yayılan insanlar bulacaksınız, şarkı söyleyen, birşeyler içenler, koşuşan çocuklar vs.
Gold Coast’a gelmişken yüzmeyi düşünmeyecek insan yoktur sanırım, 40 kmden uzun tertemiz sahilden gökdelenlerin altında denize girmek efsane. Suyu derin değil ancak çok dalgalı olduğu için genellikle dalgalara karşı mücadele ediyorsunuz genelde. Surfers Paradise’da yüzmek için sahile gittiğimizde dikkatimi çekenlerden biri olarak; rahatlıkla diyebilirim ki denize giren insanların yarısı bikinilerle yüzerken diğer yarısı tshirt ve atletlerle yüzüyordu. Ki muhtemelen bunu problem olarak gören de yoktu, insanların giyimlerine yaşamlarına müdahale etme ihtiyacı görmemek de toplum olarak gelişmişliğin bir göstergesi. Bizim ülkemizde ise bikini giyene de tshirt ya da haşema ile denize girene de laf söyleyecek milyon tane insan kafası var. Ayrıca kumsal çok geniş olduğu için kimse kimseyi rahatsız edecek kadar yakında olmuyor. Sabah 8den akşam 5e kadar kumsalda bekleyen cankurtaranlardan oluşan bir sahil güvenlik var ve sürekli yüzenleri kontrol ediyorlar. Bazı alanlar sörf yapmak isteyenler için ayrılmış ve yüzerken o kısıma geçenleri uyarıyorlar.
Ayrıca Gold Coast’un en yüksek binası olan Q1 binası da bu bölgede yer alıyor. Binanın 77. katına çıkıp Gold Coast’un manzarasına şehirdeki en yüksek noktadan şahit olabilirsiniz.
Currumbin Wildlife Sanctuary
Currumbinn Wildlife Sanctuary içinde Avustralya yaban hayvanlarının bulunduğu bir hayvanat bahçesinden ziyade adından da anlaşılacağı gibi barınma yeri. Nitekim hayvanların çoğu kafeslerde yaşamak yerine etrafı çevrili geniş alanlarda biraz daha özgürce yaşıyorlar. İçerisi hayvanların bulundukları alanlara göre belirli bölgelere ayrılmış ve bir bölgeden diğerine geçiş için her 15 dakikada bir gelen minik treni kullanabiliyorsunuz. Ayrıca günün belirli saatlerinde timsah besleme, koyun kırpma, aborjin dans showu gibi etkinlikler oluyor o saatleri kontrol edip bunlara katılabilirsiniz. Özellikle Avustralya’ya özgü hayvanlardan kanguru, koala ve emulara meraklıysanız gidip bir görmenizi tavsiye ederim hatta isterseniz koalayı kucağınıza alıp fotoğraf da çekilebilirsiniz, estra ücret ödeyerek. İçeri giriş ücreti kendi sitesinde 49 Aud ve Koala fotoğraf çekilme opsiyonu için de 25 Aud ödemeniz gerekiyor. Ancak bu siteden giriş biletini indirimli olarak 23 Aud civarına satın alabilirsiniz.
Kanguru ve emular açık alanda rahatça dolaşmaktalar özellikle kangurular insanlardan hiç kaçmıyor yanlarına kadar gidip dokunarak sevebilir hatta yanlarına uzanabilirsiniz 🙂 Zaten çoğu yerlerde uzanıyor. İsterseniz kangurular için yem satılan otomatlar var 2 dolar karşılığında yem alıp besleyebiliyorsunuz. Genel olarak bilinen kanguru türünün dışında kızıl kanguru, ağaç kangurusu gibi farklı kanguru çeşitlerini de burada görüp tanıma imkanı buldum burada. Kanguruların içinde bir tanesi vardı ki oldukça heybetli olması ile birlikte kolları ve göğüsleri sanki vücut geliştirme sporu yapıyormuş gibi kaslıydı 🙂 Eskiden çizgi film izlerken genelde kanguruları boks yapan hayvan olarak gösterdikleri için aklımda da o şekilde yer etmişti ki o kaslı kanguruyu görünce benzetmenin ne kadar uygun olduğunu anladım.
Deve kuşuna benzeyen emular ise kanguruya göre biraz daha çekingen hayvanlar. Yanlarına fazla yaklaştığınız zaman kendilerini geriye çekiyorlar ancak bir tanesine kendimi alıştırdıktan sonra baya samimi olduk 🙂 Sanırım kendine has konuşma şekli olarak karnından geliyormuş gibi sesler çıkarıyordu sanki geğiriyormuş gibi. Görevliden öğrendiğim kadarıyla da 40 yaşındaymış bu emu yani bizim için amca oluyor. Bir de kafalarına göre dolaşan büyük iguanalar var çok fazla korkutmazsanız hemen kaçmıyorlar yanlarına yaklaşıp resim çekebiliyorsunuz.
Koalalar ise çevrili ve kapalı alanlarda yaşıyorlar ve içeriye giriş yapamadan uzaktan resim çekebiliyorsunuz. Koalalar aldıkları düşük enerjili beslenmelerinden dolayı günlerini hareketsiz ve ortalama 20 saat uyuyarak geçiriyorlar, dolayısı ile hareket ederken görmeniz biraz zor her daim ağaç tepesinde okaliptüs yaprakları arasında oturarak uyuklamaktalar 🙂
Koala ile resim çekilmek isterseniz sadece bir kişi koalayı kucağına alabiliyor ve tek poz çekilebiliyorsunuz, görevliler kendi kameraları ile resim çektikten sonra isterseniz sizin kamera ya da telefonunuzla da bir poz çekiyorlar. Ayrıca resimden sonra biraz koala ile oynamak istedik ve çok kısa bir süre de olsa okşayıp sevmemiz için zaman verdiler.
Eğer dolaşmaktan yorulursanız oturup soluklanabileceğiniz kafeler var yanlız eğer birşeyler yerseniz dikkatli olun elinizdeki yiyeceği almak için etrafta sürekli olarak tetikte bekleyen kargalar var 🙂
SkyPoint Observation Deck
Gold Coast’ta gezilmesini tavsiye edebileceğim bir diğer nokta da Surfers Paradise içerisindeki Q1 binasının 77. katında yer alan SkyPoint Observation Deck. SkyPoint Observation Deck size Gold Coast’un 40 kmden uzun sahili, yapay adaları ve Pasifik Okyanusu ile oluşturduğu mükemmel manzarasını 230 metre yükseklikten 360 derece ve 60 kmye varan görüş mesafesi ile gözlemleme imkanı veriyor. Gözlem alanı içinde bir tur atıp döndükten sonra cam kenarlarında oturabileceğiniz koltuklar var ve aynı katta bulunan kafeden bir kahve alıp bu manzaraya karşı içmek Gold Coast’a kadar gelmişken yapılması gerekenlerden bence.
Q1 binası tamamlandığı 2005 yılından 2011 yılına kadar dünyanın en uzun konut binası rekoruna sahipmiş daha sonra 2011 yılında Dubai’de inşaatı tamamlanan The Marina Torch binası 348 metre yüksekliği ile Q1’i geçmiş. SkyPoint Observation Deck’e çıkmak için 24 aud ödeyerek giriş bileti almanız gerekiyor ve isterseniz yemekli bilet seçenekleri de var. Bilet seçenekleri için buraya bakabilirsiniz. Ayrıca binanın zemin katından 77. kata 23 saniyede çıkan asansörü dünyanın en hızlı asansörlerinden birisiymiş.
Bu arada binanın çıkışındaki veda panosunda Türkçe olarak güle güle de yazmaktaydı, yurtdışında her ülkede görmek mümkün değil Türkçe kaşılamaları.
Tamborine National Park
Gold Coast’ta kendinizi doğanın içine salmak istiyorsanız yürüyüş yapmak için kesinlikle gidebileceğiniz doğa alanlarından birisi Tamborine National Park. Yalnız toplu taşıma ile ulaşım mümkün olmadığı için biz gitmedik araba kiralayarak yada UBER gibi bir seçenek ile gidebilirsiniz.
Ayrıca tema parkları sevenler için Wet’n’Wild, Dream World, Sea World ve Warner Bross Movie World gibi büyük tema parklar da bulunmakta. Görmek istediğiniz yerleri gezdiniz ve hala vaktiniz varsa ekstra olarak Pacific Fair alışveriş merkezini de gezmenizi tavsiye ederim. Pacific Fair, Queensland eyaletinin en büyük alışveriş merkezlerinden birisi ve içinde birçok ilginizi çekecek mağaza bulabilirsiniz, bizim için Uniqlo bunlardan biriydi.
Broadbeach South tramvay durağından 5 dakika yürüme mesafesi uzaklığında. Yeni Zelanda’da gördüğüm bir çok markayı burada da görmüştüm ve bazılarının isimleri farklıydı. Özellikle Yeni Zelanda’daki alışveriş merkezleri zinciri Countdown’ı da burada görünce şaşırmıştım, market konseptinden logosuna kadar herşeyiyle aynı fakat ismi farklıydı. Yeni Zelanda’ya göre sebzeleri de ucuzdu.
Bizim için havası, denizi, kumsalı ve içinde geçirdiğimiz zaman ile 3 günlük çok güzel ve eğlenceli bir tatil oldu Gold Coast’ta, Türkiye’den buraya tatile gitmek gerçekten çok masraflı olacağı için eğer Yeni Zelanda’ya Working Holiday gibi uzun süreli vize ile gelirseniz belki Türkiye’ye dönüşte Gold Coast’ta aktarma yaparak bir iki gün de olsa bu güzel şehri gezebilirsiniz.