Yeni Zelanda‘nın Kuzey Adası’nda en çok ziyaret edilen turistik bölgelerden birisi olan Coromandel Yarımadası‘na götüreceğim sizleri bu yazıda. Uçsuz sahilleri, yağmur ormanı rezervi, volkanik tepeleri, sakin ve dinlendirici atmosferi ile kafa dinleyip arınmak için şehirden kaçmak istediğinizde soluğu alabileceğiniz en iyi yerlerden birisi. Günü birlik bir gezi ile bitiremeyeceğiniz kadar büyük ve aktivite dolu bir yer. Dalış sporları, bisiklete özel dağ yolları, motor ve atv sporları, sörf gibi bir sürü aktiviteyi barındırıyor içinde. Ayrıca yarımadanın içindeki ormanların derininde Moehau adında vücudu kıllarla kaplı dev bir adamın yaşadığına dair bir inanış da varmış eskiden. Yeni Zelanda’nın koca ayağı diyebiliriz yani. Coromandel Yarımadası nın en popüler iki noktası diyebileceğim Cathedral Cove (Katedral Koyu) ve Hot Water Beach (Sıcak Su Plajı) den bahseceğim sizlere.
Coromandel Yarımadası Hakkında
Kaptan Cook, Coromandel Yarımadası’na 1769 yılında ulaştığında gördüğü manzaradan etkilenerek yeryüzündeki cennete geldiğini düşünmüş. Bölge dev kauri ağaçları ve zengin bitkilerden oluşan ormanlar ile kaplıymış. Cook dan sonra bölgeye yerleşmeye başlayan Avrupalılar ‘Lan bu kadar doğal ortam mı olur, ne gerek var’ diyerek Kauri ormanlarının büyük bir kısmını katletmişler ve kesilen ağaçları gemiler ile başta İngiliz Donanması’na olmak üzere Avrupa’ya taşımışlar. Daha sonraları beyaz adam bölgedeki altın varlığını da keşfedince daha ilerilerdeki altın rezervlerine ulaşabilmek amacı ile doğayı katletme aşkı daha da alevlenmiş ve 20 sene içinde 200.000 hektarlık ormanlık alanı 5000 hektara düşürmeyi başarmışlar. Tabi yapılan tahribatı geç de olsa sonradan farketmişler, o nedenle bugün Kauri ağaçları koruma altında hatta ormanda kauri ağaçlarının olduğu bir bölgeye girerken ayakkabılarınızı yıkayıp temizlemeniz gerekiyor. Altın madenlerinin açılması ile birlikte Coromandel’e göçler başlamış ve belirli bir nüfus oluşmaya başlamış. Bu arada Coromandel Yarımadası’nın adı da Britanya Kraliyet Donanması’na bağlı olan HMS Coromandel isimli bir gemiden esinlenilerek verilmiş. Hindistan’dan ayrılan gemi kesilen kauri kütüklerinin nakliyesi için 1830 yılında Coromandel’e gelmiş. Geminin ismi de o zamanlar Britanya’nın sömürgesi olan Hindistan’daki Coromandel Sahili’nden geliyormuş.
Coromandel’e Ulaşım
Auckland şehir merkezinden uzaklığı araba ile 3 saatlik bir sürüş mesafesinde. Ulaşım için araba kiralayıp gidilmesini tavsiye ederim geniş bir alan olduğu için gezilmesi daha rahat olur, otobüs ile gitmeye kalkarsanız sizi Coromandel Information Center’da indirecektir ve oradan en popüler yerlerden Cathedral Koyu ve Hot Water Beach’e gitmeniz için yine araca ihtiyacınız olacak. Otobüs seferleri için buradan bakılabilir. Bunun dışında Auckland’dan kalkan vapurlar ile de ulaşım sağlayabilirsiniz yalnız vapur seferleri sadece cumartesi ve pazar günleri var. Vapur seferleri için de buradan. Alternatif olarak daha önceki yazılarımda da bahsettiğim gibi Facebook’daki backpacker sayfalarından da arabası olup oraya gidecek olan birilerini bulup sadece yakıt ücretini paylaşarak beraber yolculuk yapabilirsiniz.
Hot Water Beach
Coromandel’e gidenlerin en çok ziyaret ettikleri yerin başında Hot Water Beach geliyor. Orman ve okyanusun tam arasında kalan bir plaj burası fakat bölgenin asıl özelliği plaj kumlarının altında bulunan bir kaplıca suyu kaynağı. Evet yerin altında bir termal su kaynağı bulunmakta ve kumların arasından yukarıya doğru çıkmakta. Sizin yapmanız gereken kumu kazıp kendinize göre bir havuz oluşturmak ve içinde oturmak aşağıdan gelen sıcak su havuzu dolduruyor ve oluyor size küçük bir kaplıca hem de açık havada okyanus sularının dbinde. 🙂 Arada bir dalga hızla gelip havuzları dağıtıyor o andan itibaren herkes tekrar havuz kazmaya çalışıyor bir taraftan deniz suyu ile üşürken diğer taraftan alttan gelen sıcak termal su ile ısınıyorsunuz. Oldukça zevkli ve farklı bir deneyim Yeni Zelanda’ya gelecek olanlara kesinlikle bu deneyimi yaşamalarını tavsiye ederim.
Bölgede normalde gel-git (med cezir) var günün belirli saatlerinde deniz suyu plajı örterken diğer saatlerde geri çekilerek plajı insanların kullanımına açıyor. Dolayısı ile eğer Hot Water Beach’e gitmeyi düşünüyorsanız gitmeden önce ilk olarak deniz seviyesini kontrol etmeniz gerekecek. Bu siteden deniz seviyesini tarihlere göre kontrol edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken L harfi (low) ile belirtilen saattir, bu saatten iki saat öncesi ve iki saat sonrasına kadar hot water beachi kullanabilirsiniz. Yani 09:30 yazıyorsa yedi buçuktan 11 buçuğa kadar plaj kullanılabilir demektir. Ondan sonrasında okyanusun suları ile kaplanacak. Yerin altından gelen su oldukça sıcak hatta tam merkezinde su kaynayarak çıkıyor ve oraya geçmek yasaktı. Kendinize yer seçerken önce çıkan suyun ısısını kontrol edin sonra haşlanmayın. Tavsiyem erkenden gidin çünkü çok kalabalık oluyor biz saat sabah 9 da oraya varmıştık ve neredeyse dolmak üzereydi. Giderken yanınızda bir de küçük kürek götürün kumu kazmak için ya da plaja yaklaşırken yol üzerindeki dükkanlardan da kiralayabilirsiniz. Bu arada üstünüzü değiştirmek için ya da ihtiyaç için kullanabileceğiniz plaj yakınında tuvaletler de var.
Cathedral Cove (Kathedral Koyu)
Deniz suyu yükselip dalgalar plaja doğru yaklaşınca artık kalkıp Coromandel’in bir diğer önemli ziyaret noktası olan Cathedral Cove (Katedral Koyu) a, Maori Dili’ndeki adı ile Te Whanganui-A-Hei ye doğru gitme vakti gelmiş demektir. Koya adını veren, içi sanki oyulmuş gibi geçit şeklindeki dev kayanın altından geçerken sanki bu dünyadan ayrılıp fantastik bir aleme geçiyormuşsunuz gibi. Benim aklıma Contact filminde Judie Foster’ın uzay yolculuğu sonrası babasını gördüğü sahil gelmişti. Daha sonra araştırırken farkettim The Chronicles of Narnia filminin çekimlerinde de kullanılmış tam bu nokta. Aşağıdan izleyebilirsiniz ilgili sahneyi.
Bu yazının kapak resminde denizin içinde görülen büyük kayanın ismi de Te Hoho, ne anlama geldiğini bilmiyorum malesef fakat Maoriler’in vermiş olduğu bir isim. Cathedral Cove’un, Hot Water Beach’e uzaklığı araba ile 10 dakika. Yalnız sahile kadar araç ile gelemiyorsunuz, aracı park alanında bıraktıktan sonra yürüyüşe başlayıp ağaçların arasından harika bir manzara ile sahile paralel yürüyerek Katedral Koyu’na ulaşabiliyorsunuz. Yürüyüş hoş ve zevkli oluyor zaten uğrak bir yer olduğu için genelde başkaları ile karşılaşıyorsunuz yol boyunca.
Coromandel’de konaklamak isteyenler olursa sırtçantalılar için kamp alanı ve uygun konaklama seçenekleri ile parası olanlar için lüks konaklama seçenekleri de bulunmakta. Konaklama, aktiviteler ve diğer gezilecek yerler ile ilgili detaylı bilgi için Coromandel Yarımadası’nın resmi web sayfasına buradan bakabilirsiniz. Son olarak Coromandel Yarımadası ile ilgili gezi videomu da aşağıdan izleyebilirsiniz.