Yeni Zelanda’nın metropolü Auckland şehrine geleli daha 2 hafta kadar olmuştu nereye gidelim, nereleri gezelim diye düşünürken One Tree Hill, Mount Eden ve Devonport’u bir güne sığdırarak oldukça dolu ve zevkli bir gezi yapmıştık ve bu Yeni Zelanda içinde yaptığımız ilk geziydi. Gezdiğimiz yerleri sırası ile size aktarmaya çalışacağım bu yazıda ve yerler hakkında bilgiler de vermeye çalışacağım tabi.

Daha altımızda araba olmadığı için ulaşımı toplu taşıma ile yapmıştık; ilk önce Mount Eden ardından One Tree Hill, ve son olarak da vapur ile Devonport’a geçmiştik.

Mount Eden – Maungawhau

Eden dagina tırmanirken Auckland manzarasi
Mount Eden’a tirmanirkenki sehir manzarasi

Sabah sabah 196 metre yükseliğindeki, Auckland’ın en yüksek volkanı, Mount Eden’ın tepesine tırmanmak normal hayatta spor ile pek arası olmayan benim için biraz yorucu olsa da tepeye ulaşınca görünen manzaraya karşı dinlenmek yorgunluğu unutturuyor tabi. Tepeye ulaşmadan evvel biraz tırmandıktan sonra bir düzlüğe çıktık ucuna Auckland manzarasına bakan banklar koyulmuş  gerçi bank, oturak vs olmasa da en güzeli çimenlerin üzerine oturmak. Bazı insanlar bu banklarda oturup kahvaltı yapıyorlardı ki çok güzel bir fikir bilsek biz de evden kahvaltıyı getirip burada yapardık.

Eden daginin tepesine dogru tirmanirken
Mount Eden’in tepesine dogru tirmanirken

Bir de İstanbul’da iken bazen Gülhane ya da Beşiktaş tarafına parklara gidip çimenlerin üstünde özellikle çıplak ayakla dolaşırdım, negatif enerjiyi veya yorgunluğu aldığı konusu gerçekten doğru mu bilmiyorum ama bu beni gerçekten iyi hissettiriyordu. Burada da aynı şekilde çıplak ayak ile çimenlerin üzerinde yürümek istedim fakat hava durumu malesef izin vermedi artık yaza inşallah. Tam zirveye ulaştığınız zaman tepeden 360 derece Auckland manzarası ile Mount Eden’ın 3 kraterinden 50 metre derinliğindeki en büyük krateri ayaklarınızın altında yer alıyor. Bir de zirve noktasını işaret eden bir adet piramidal yapı var.

Mount Eden'in en buyuk krateri ve Auckland manzarasi
Mount Eden’ın en buyuk krateri ile Auckland’in manzarasi
Baska bir acidan Auckland manzarasi
Baska bir acidan Auckland manzarasi

Kraterin içine inmek yasaktır uyarıları olmasına rağmen bazı meraklı turistler için bu birşey ifade etmiyor. Ayrıca tepeye hem kestirmeden giden hem de spor yapmak isteyenler için daire çizerek zirveye çıkan ayrı yollar var, sabah biz yürüyorken yanımızdan koşarak tırmananlar geçmekteydi. Tepeye kadar araba yolu da var yalnız aracı aşağıda park etmek gerekiyor, araç ile tepeye kadar çıkmak için sanırım özel izin gerekiyor.

Auckland sehrine adini veren Lord Auckland
Lord Auckland (George Eden)’in Aotea Meydani’ndaki heykeli

Eden Dağı’nın ismi Hindistan’da Genel Vali olarak görev yapmış George Eden (Lord Auckland)’dan gelmekte. İngiliz Kraliyeti’nin Yeni Zelanda’ya atadığı ilk genel vali olan William Hobson, Maoriler ile Yeni Zelanda’nın kuruluş anlaşması olan Waitangi Antlaşması’nın imzalanmasından sonra bugünkü Auckland olarak bilinen bölgeyi başkent olarak seçmiş ve bağlı olduğu eski donanma komutanı Lord Auckland (George Eden)’ın onuruna hitaben şehrin adını ‘Auckland’ olarak vermiş ve Lord Auckland’ın soyadı ‘Eden’ ı da bugünkü Eden Dağı’na vermiş ayrıca şehrin bir çok yeri de bu ismi taşımakta.Bir de haritadan bakarsanız Yeni Zelanda’nın güneyinde Stewart Adası var, O’nun daha da güneyine indiğiniz zaman göreceğiniz adalara da Lord Auckland’a ithafen Auckland Adaları ismi verilmiş. Lord Auckland’ın Aotea Maydanı’nda bronz bir heykeli de bulunmakta. Esasında bu heykel Hindistan’ın Kalküta şehrinde dikilmiş ve 1960 yılında Auckland Belediyesi heykeli Hindistan’dan satın alarak Auckland’a getirip Aotea Meydanı’nda Auckland Belediye Binası’nın önüne yerleştirmiş. Mount Eden’ın Maori dilindeki adı ‘Maungawhau’ da ‘Whau ağacı dağı’ anlamına gelmekteymiş.

St Paul Kilisesi - Auckland
St Paul Kilisesi – Auckland

Mount Eden’a ilk tırmanışımızı gerçekleştirdikten sonra (daha sonra çok defa buraya geldik) farklı bir yoldan aşağıya doğru indik ve One Tree Hill’e gitmek üzere tekrar otobüse binmek için durağa doğru yürürken bir kiliseye denk gelip içine girdik. Pazar günü olduğu için ayin olabilir diye düşünüyordum, insanlar sandalyelerde oturmuştu ve ön kısımda bir piyanist, gitarist ve baterist bulunmaktaydı. Biraz sonra müzik çalmaya başladılar fakat şarkıların sözleri Hz İsa’ya yönelik ve dua içerikliydi ve insanlar hep beraber şarkıya eşlik ediyorlardı açıkçası bir çeşit ibadet ediyorlardı diyebilirim. Bu arada kilisenin adı St Paul Kilisesi ve Auckland’ın en eski kilisesiymiş internette araştırınca bahsettiğim grubu ve müziklerini de buldum dilerseniz aşağıdaki adresten gözatabilirsiniz.
stpauls.org.nz/growing/worship_intro/god_with_us.aspx

One Tree Hill – Maungakiekie

One Tree Hill - Auckland
One Tree Hill’e tirmanmaya baslarken

One Tree Hill ya da Maori dilindeki adı ile Maungakiekie 182 metre yüksekliği ve 3 krateri ile Auckland’ın en büyük volkanik tepelerinden. Auckland’ın şehir havasından uzaklaşmak için kaçılabilecek en yakın yerlerden birisi. İçerisinde koyunlar, sığırlar, horoz ve tavuklar bulunmakta. Dolaşırken etraftan gelen koyun, inek horoz sesleri insana sanki köydeymiş hissi yaşatıyor.

Cornwall Parki - Auckland
Cornwall Parki – Auckland

Ayrıca yamacındaki Cornwall Park içerisinde ücretsiz barbekü makineleri ile piknik alanları da bulunmakta. Yani giderken yanınızda et falan götürüp güzel bir mangal, piknik keyfi ile karnınızı doyurduktan sonra tepeye kadar tırmanabilirsiniz. Araba ile gelenler için ücretsiz park alanları da mevcut. Cornwall Park’ın içine girdiğimizde ilk önce ağaç altında otlayan ufak bir koyun sürüsüne denk geldik içlerinde bir tane kapkara koyun vardı yanımıza kadar gelip kendini baya bir sevdirmişti. 

one-tree-hill-koyun
One Tree Hill in sıcakkanlı koyunlarından biri

Parkın içinde biraz ilerledikten sonra ileride barbekü alanları ile kamelyaların olduğu yere ulaşıp kamelyaların birinde öğlen atıştırmalıklarımızı yedik o arada da hafif bir yağmur başlamıştı. Yağmurun durmasından sonra tepeye doğru tekrar yürümeye başladık. Burası da Mount Eden gibi Auckland içindeki sembolik yerlerden birisi olduğu için genelde turistlerin ziyaret ettiği popüler yerlerden biri. Ayrıca dik yokuşu koşarak tırmanan kan ter içindeki insanlar için de sıkı bir parkur. Tepeye kadar araç ile çıkılabiliyor hatta tam tepede park alanı da var fakat geniş alan olmadığı için genelde dolu oluyordur sanırım.

Oe Tree Hill - Auckland
Tepenin eteklerinde otlayan koyunlar
Kiwi Tamajki heykeli One Tree Hill - Auckland
Eski Maori Sefi Kiwi Tamaki’nin heykeli ve arkasında Campbell’in vasiyeti olarak dikilen dikilitaş. Campbell`in mezari da hemen bu anitin onunde.

Tepeye ulaştığınız zaman 360 derecelik geniş bir Auckland manzarası ile karşılaşıyorsunuz. Ayrıca tam tepe noktasında Sir John Logan Campbell’ın mezarı ve bölgenin eski Maori Şefi Kiwi Tamaki’nin heykeli ile hemen arkasında bir de dikili taş bulunmakta. Dikilitaş 1940 yılında Auckland kentinin kuruluşunun yüzüncü yılında Campbell’ın vasiyeti olarak Maori Halkı’na olan sevgisi, hayranlığı anısına dikilmiş. Kiwi Tamaki’nin ismi de Auckland içinde bazı yerlere verilmiş. One Tree Hill ve Cornwall Parkı’nın olduğu alan bugünkü gibi halka açık hale gelmeden evvel 1844 yılında İrlandalı bir göçmen ve tüccar olan Thomas Henry tarafından Maori kabilesi Ngati Whatua’dan satın alınmış, 1853 yılında da dönemin önemli tüccarlarından Sir John Logan Campbell iş ortağı William Brown ile bölgeyi satın almış. ‘Father of Auckland’ (Auckland’ın Babası) olarak anılan Sir John Logan Campbell’a 1901 yılında ziyarete gelen İngiliz Kraliyeti’ni Auckland ziyareti boyunca ağırlaması için Auckland’ın Onursal Belediye Başkanlığı verilmiş.

aucklandin-babasi-john-logan-campbell
Aucklandin Babasi Sir John Logan Campbell

 Bu ziyaret sırasında Campbell da bu bölgeyi park olarak Auckland halkına hediye ederek adını da ziyarete gelen Kraliyet Ailesi’nden Cornwall Dük ve Düşesi’nin onuruna Cornwall Park koymuş. 1903 yılında da parkın resmi açılışını yapmış.

One Tree Hill ismi de tepede eskiden tek başına duran bir ağaçtan gelmekteymiş ve bu ağacı Maoriler ‘Te Totara i Ahua’ (Tek Başına Duran Totara) olarak isimlendirmişler. Totara; Maori toplumunda önemi olan bebek göbek bağının kesimi ile ilişkili olduğu için kutsal sayılan bir ağaç türüymüş. Sonraları bölgeye gelen ilk Avrupalı göçmenler de aynı ağaçtan esinlenerek tepeyi ‘One Tree Hill’ olarak adlandırmışlar. Tepenin Maori dilindeki adı ise ‘Maungakiekie’. Bu ismi vermelerinin sebebi de bölgede çok yetişen ‘kiekie’ adındaki bitki ile alakalı. ‘Kiekienin çok olduğu dağ’ anlamına gelmekteymiş ‘Maungakiekie’. Avrupalılar’ın Auckland’a yerleşmeye başlamalarından sonra tepedeki bu ağaç 1852 yılında beyaz bir göçmen tarafından kesilmiş. Sonrasında kesilen ağacın yerine tekrar ağaçlar dikilmiş fakat kimisi yaşamamış ya da kesilmiş.

One tree hill - Auckland
One Tree Hill eski bir resmi

Campbell tarafınan 1870 lerde tepeye dikilen ağaçlardan sonuncusuna 1994 ve 1999 yıllarında, orjinali ile aynı türde olmadığı için ağacın tepeye uygun olmadığını savunan Mike Smith adında Maori bir aktivist tarafından iki defa elektrikli testere ile saldırılmış. 99’daki saldırıda ağaç derin yara almış ardından güvenlik nedeniyle belediye ağacın yerinden sökülmesine karar vermiş ve tepe uzun süre kendi sembolünden mahrum kalmış. 2015 de tekrar ağaç dikilmesi kararı alınmış ve 11 Temmuz 2016 tarihinde tepedeki dikili taşın yanında yükselerek büyüyecek şekilde bir ağaç dikilerek One Tree Hill’e adını veren sembolun tekrar kazandırılması amaçlanmış. 

One Tree Hill - Auckland manzarasi
Tepenin eteklerinde otlayan koyunlar
One Tree Hill - Auckland manzarasi
One Tree Hill’den Auckland manzarasi, karsida otlayan koyunlar birer beyaz nokta halinde gorunuyor

Ayrıca müzik grubu U2’nun One Tree Hill adında burası ile ilgili bir parçası var. Bu şarkıyı da 1986 yılında motosiklet kazasında vefat eden grubun Yeni Zelandalı üyesinin anısına yazmışlar.

Tepeden aşağıya inerken tırmanış yaptığımız yönün aksi istikamete doğru yürüyerek Cornwall Park’a kadar yürüdük tekrar. Otobüs ile şehir merkezine kadar gittikten sonra iskelelere kadar yürüyüp vapur ile Devonport’a geçtik.

Devonport

Devonport vapuru - Auckland
Devonport Vapur istasyonu’na yaklasirken

Devonport, Auckland’ın 3 tarafı deniz ile çevrili olan güzel bir sahil kasabasi. Şehir merkezinden en kısa ulaşım yolu vapur ile 10-15 dakika arası sürüyor, araç ile de gidilebilir fakat dolaşmak gerektiği için biraz daha uzun sürer. Auckland’da bir çok yere vapur seferleri olan Fullers firmasının Devonport’a bilet fiyatı gidiş-geliş 12 dolar ve sabah erken saatlerden itibaren seferleri başlıyor. Yoğunluk saatlerine göre değişmek üzere 15 ve 30 dakika aralıklarla seferler var. Devonport’un içerisinde cafeler, sanat galerileri, alışveriş için butik mağazalar ve yürüyüş alanları bulunmakta. İsterseniz Segway kiralayıp Segway ile de gezebilirsiniz. Kısa süre için Auckland’da bulunup nereyi gezsem diye düşünenler için çok uygun bir seçenek burası. Devonport vapur seferlerine bakmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Auckland şehir merkezinden vapur ile Devonport’a geçerken çektiğim videohemen aşağıda.

Vapur’dan indikten sonra adını eski Britanya Kraliçesi Victoria’dan alan Mount Victoria’nın (Maori dilindeki adı, Takarunga ‘yüksekte duran tepe’) tepesine doğru yürümeye başladık. Yokuş çıkmaya daha başlamadan yol üzerinde bir Fish and Chips restoranı görünce biraz yesek mi yemesek mi diye düşündükten sonra denemeye karar verdik. Bu arada Yeni Zelandalılar için fish and chips bizdeki dürüm kebap gibi diyebilirim. Kızartılmış balık ve iri iri patates kızartmasından ibaret ama lezzetli oluyor bazen yağını fazla kaçırıyorlar belli bir raddeden sonra mide bulantısı yapıyor bende. Bugün içinde tırmandığımız üçüncü tepe olan Mount Victoria da volkanik bir tepe, yüksekliği 85 metre ve 360 derecelik görü açısı ile tam karşıdan Auckland şehir merkezine doğru çok güzel bir manzarası var.

Devonport - Auckland manzarasi
Mount Victoria’dan Auckland sehir merkezine bakis
Devonport - Auckland manzarasi
Mount Victoria’dan Auckland’a baska acidan bakis, ileride eski bir kopru olan Harbour Bridge gorunuyor.

 Ayrıca şehir merkezine sırtınızı verince de Rangitoto Adası karşınızda yer alıyor. Buraya bir de akşam vakti gelmek gerekir deniz üzerinden Auckland’ın ışıkları ile manzarasını izlemek için. Dağın tepesinde Super Mario’dakine benzeyen mantar şeklinde demirden şeyler vardı bunlar da aslında yerin altındaki bir su pompalama istasyonunun havalandırma delikleriymiş 🙂 Bir günlük bu gezimize oldukça fazla şey sığdırmıştık en azından 3 tane volkanik tepeye tırmanıp, bayağı bir yol da yürümüştük kısacası yorucu ama çok güzel bir gün olmuştu.

Devonport - Rangitoto Adasi - Auckland
Mount Victoria’nin tepesindeki mantarlar ve ileride Rangitoto Adasi

 

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumu yazın!
İsminizi yazın